“Halkla İlişkiler ve Reklamcılık olarak bulunan bölüm çok az, bunlardan bir tanesi de Kastamonu İletişim’de”

Kastamonu Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Başkanı Doç. Dr. Zübeyde Süllü, Gazete Kampüs’ün sorularını yanıtladı. Doç. Dr. Zübeyde Süllü, “Türkiye’de Halkla İlişkiler ve Reklamcılık olarak bulunan bölümler çok az, bunlardan bir tanesi de Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yer almaktadır.” ifadelerini kullandı.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nün genel durumu ile ilgili bize bilgiler verir misiniz?

Fakültemiz 2012 yılında eğitim öğretime başladı. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü de 2012 yılından beri eğitim vermektedir. Türkiye’de Halkla İlişkiler ve Reklamcılık olarak bulunan bölümler çok az. Bunlardan bir tanesi de Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde yer almaktadır. Halkla İlişkiler Bölümü diğer İletişim Fakülteleri’nde, Halkla İlişkiler olarak veya Halkla İlişkiler ve Tanıtım olarak eğitim vermekte. Halkla İlişkiler modern zamanların bir disiplini, bir uygulama alanı diyelim. Tarihsel kökeni çok eskilere dayanmakla birlikte, büyük işletmelerin kurulduğu ve büyük çapta üretimlerin tüketimlerin gerçekleştirildiği modern zamanlarda daha çok hem kurum içinde çalışanlara hem kurum dışında çalışanlara iletişim tabanlı hizmetleri vermeyi amaçlayan bir meslek diyelim Halkla İlişkiler için. Reklamcılık da yine modernleşme sürecinin büyük üretim bantlarında çok sayıda üretimin yapıldığı zamanların bir sonucu. Fakat bizim burada verdiğimiz eğitim daha ziyade modern zamanların iki önemli iletişime dayalı mesleğini anlatan, açıklayan veya bu alanda öğrenci yetiştirmeye çalışan bir alan. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık günümüzde giderek fazla önem kazanıyor. Çünkü insanlar artık büyük şehirlerde yaşıyorlar. Ve işletmelerin, kurumların, şirketlerin, sivil toplum kuruluşlarının kendilerine bilgi vermesine, açıklama yapmasına, ürün tanıtmasına daha fazla ihtiyaç duyuyorlar. Bunun için modern zamanların iki önemli iletişime dayalı mesleğinden bahsediyoruz.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü mezunlarını hayatta nerede konumlandırırsınız? Mezun olduktan sonra nerelerde istihdam edilmektedirler?

Halkla İlişkiler Ve Reklamcılık Bölümü öğrencileri esasen iletişimci sıfatı taşımaktadırlar. Bununla birlikte Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bütünleşik pazarlama iletişim sürecinin unsurları olarak da bilinmektedir. Bu nedenle bizim öğrencilerimiz hem iletişim süreçlerini, kitle iletişimini, kurumsal iletişimi hem de pazarlama iletişimine haiz özelliklere sahip gençler olarak yetişmektedir. Hangi pozisyonda çalışabilirler, Halkla İlişkiler esasen hem kamu sektöründe hem özel sektörde giderek güçlenen bir alan. Kamu sektöründe ve özel sektörde Halkla İlişkiler departmanı bulunduran hemen hemen her işletmede ya da kuruluşta çalışabilirler. Reklamcılık alanında, özel sektörde çalışabilirler. Dijital ortamda farklı kitle iletişim araçları bünyesinde çalışabilirler. Bununla birlikte marka iletişimi ve yönetimi uzmanı olarak da çalışabilirler. Aynı zamanda halkla ilişkilere yakın bir alan olarak kurumsal iletişimci olarak da çalışabilirler. Kamu sektörü, özel sektör, sivil toplum kuruluşları, ulusal ve uluslararası kuruluşlar olarak çeşitli basamaklara ayrılabilir.

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nü okumayı tercih edecek öğrencilere neler söylemek istersiniz?

Günümüzde sanki iletişim herkesin gerçekleştirebileceği, halkla ilişkiler uzmanlığı herkesin gerçekleştirebileceği bir alan gibi gözükmektedir. Bununla birlikte dijital iletişim çağında sosyal medyanın etkisiyle, kurumlar birçok krizle karşı karşıya kalmalıdır. Bu durumda Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü öğrencilerinin önemli bir fonksiyona sahip olduklarını görüyorum. Çünkü bu mesleği yaptığım süreçte pek çok büyük kamu kurumunun, özel kurumun veya toplum önünde marka haline gelmiş ismin yaşadığı iletişim krizi nedeniyle çok büyük sorunlar yaşadığını gördüm. Kurumlar açısından halkla ilişkiler uzmanı hayati derecede önemli bir konumda. Kriz yönetimi, kurumsal itibar yönetimi, marka iletişimi, hedef kitlelerle ilişkiler konusunda bu kişilerin bilgi birikimi ve deneyimlerinden bütün kuruluşların faydalanması gerektiğine inanıyorum. Bunun için de ben öğrencilerime her zaman şunu söylüyorum siz gerek kitle iletişime gerekse kurumsal iletişime gerekse kişisel iletişim konusunda doğru ilkeleri bileceksiniz ve uygulayacaksınız ki her düzeyde içinde bulunduğunuz kuruluşa ve topluma faydalı olabilesiniz. Onun için öğrencilerime bu dört yıl boyunca yapacakları mesleğin aslında hayati derecede önemli olduğunu bununla birlikte birtakım donanımlara sahip olmaları gerektiğini aşılıyorum. Örneğin yabancı dil bilgisi, dijital okur yazarlık, bunun yanı sıra diğer yetkinlikler, iletişim araçlarını çok iyi kavramak ve kullanmak, zaman yönetimi gibi yeteneklerinin de olması gerektiğini sıklıkla belirtiyorum.

Röportaj: İnci Aldemir

Fotoğraf: Satınur Koç