Kastamonu’da Siyah Yürüyüş: Kadın ve Çocuk Şiddetine Hayır!
Kastamonu’da öğrenciler kadına yönelik şiddeti ve çocuk istismarını protesto etmek için yürüyüş düzenledi.
Kastamonu Üniversitesi öğrencileri ve Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda eğitim gören öğrenciler bir araya gelerek, kadın cinayetlerine ,kadına yönelik şiddete ve çocuk istismarına tepki göstermek için ‘siyah’ kıyafetlerle yürüdü.
Halkında destek verdiği yürüyüşte çok sayıda öğrenci, farkındalık oluşturmak için ellerinde ‘Suçu toplum hazırlar’, ‘Kadınlar size Allah’ın emanetidir’, ‘Özgür kadın şiddetsiz dünya’ ve benzeri dikkat çekici pankartlarla Kastamonu Meydan’ında slogan atılarak yürüyüş gerçekleştirdi.
Kışla Parkı’ndan başlayarak Cumhuriyet Meydanı’nda Şehit Şerife Bacı ve Atatürk Anıtı’na kadar yürüyen grup, daha sonra basın açıklaması yaptı.
Kadınlar adına basın açıklamasını, yürüyüşe destek veren Avukat Şuheda Domurcuk yaptı. Domurcuk, “Şiddetsiz toplum, güvenli sokaklar” istediklerini vurgu yaparak, “İstanbul’un tarihi ilçesi Fatih’te bir Cuma günü herkesi sarsan elim olayla ilgili sizleri davet ettik. Acı kayıplarıyla tüm ülkeyi hüzne boğan kız kardeşlerimiz İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil’in ardında bize dair gerçekler apaçık ortaya çıktı. Onlar içinde yaşadığımız toplumun, mükerrer şiddet, nefret, kadına ve çocuğa yönelik istismar eylemlerinin ulaştığı, kötülüğün masum kurbanları oldular. Bu eylemlerin ilk mağduru değiller, korkarız dur demedikçe son da olmayacaklar. Kötülüğün, vahşetin sıradanlaşmasıyla yitirdiğimiz çocuklarımız ve kadınlarımız ile beraber toplum vicdanını da zamanla yitireceğimiz açıktır. Çocuklarını, kadınlarını koruyamayan toplumun, güvenli bir geleceği olmayacaktır. Güvenli gelecek için dil, din, ırk ayırt etmeksizin tüm topluma barış ve huzuru vaat etmeliyiz” ifadelerini kullandı.
“Bu mesele, sadece birkaç bireyin değil, tüm toplumun sorunudur.”
Domurcuk, “Bu mesele, sadece birkaç bireyin değil, tüm toplumun sorunudur. Bir araya gelmeli, birlikte hareket etmeliyiz” şeklinde konuştu. Avukat Domurcuk, bağımlılıkla mücadelede toplumsal sorumluluğa vurgu yaparak, bu alanda ortak hareket etme gerekliliğine dikkat çekti. Domurcuk, ilişkilerle mücadelenin sadece bireyleri değil, tüm toplumun huzurunu sağlamak adına hayati bir mesele olduğunu belirtti. Sağlıklı bir gelecek için güçlü bir dayanışmanın şartı olduğunu ifade eden Domurcuk, katkıda bulunmaya karşı daha etkili politikaların kullanılması ve haksız eylemlere karşı ortak bir duruş sergilenmesi gerektiğini dile getirildi.
”Sorumluluk taşıyan herkes, bu acıyı derinden hissedip gereken adımları atmalıdır”
Avukat Domurcuk, Çocukların istismarı ile sonuçlanan bilinçsiz ve kontrolsüz internet kullanımı, dijital zorbalık, siber suçlar, çocuk pornografisi ve çocukların maruz kaldığı bu zeminde, toplumsal farkındalığın önemini vurguladı.
Avukat Şuheda Domurcuk, ‘’Sivil toplum kuruluşları, hükümetler, cemaatler, kurum ve kuruluşlar toplumsal değişime öncülük etmeli ve toplumun huzur ve güven ortamının sağlanması için harekete geçmelidir. Bu çirkinliğe ve yeryüzünün tüm kirliliklerine karşı, akışı değiştirecek güçlü bir ses oluşturmak için tüm vicdanlı yürekler bir araya gelmelidir. Sorumluluk taşıyan herkes, bu acıyı derinden hissedip gereken adımları atmalıdır.’’ şeklinde konuştu.
”Ülkemizde işlenen her üç suçtan biri uyuşturucu nedeniyle gerçekleşmektedir”
Adalet Bakanlığı’nın 2024 yılı verilerine göre ceza infaz kurumlarındaki hükümlülerin yüzde 33,7’sinin uyuşturucu madde ile bağlantılı suçlardan ceza aldığına dikkati çeken Domurcuk, “Başka bir söyleyişle, ülkemizde işlenen her üç suçtan biri uyuşturucu nedeniyle gerçekleşmektedir. Bu istatistik, uyuşturucu ile mücadelenin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bir tarafta bağımlılıkla mücadele konulu kamu spotu, diğer tarafta uyuşturucu kullanımının suç olmadığı savunusunun tezatlığı ile karşılaşıyoruz. Bir tarafta kadın cinayetleri, çocuk katliamları, hayvanlara işkence kınanırken, diğer taraftan bu duyguları besleyen akımların ve inançların toplum nezdinde muteber addedilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz. Bizler her şeyden önce, toplum güvenliği noktasında tehlike arz eden, fikir, inanç, sanat ve her ne isim altında olursa olsun, sınırlarının çizilmesi gerektiğini düşünüyor ve meşru görülmemesi için gerekli çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Çocukların istismarı ile sonuçlanan bilinçsiz ve kontrolsüz internet kullanımı, dijital zorbalık, siber suçlar, çocuk pornografisi ve çocukların maruz kaldığı daha birçok konuyu konuştuğumuz bir zeminde, toplumsal farkındalığın önemine vurgu yapıyoruz. Sokakların kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere toplumun tüm unsurları için güvenli hale getirilmesini savunuyoruz” şeklinde konuştu. Domurcuk, ’’Şefkate ve merhamete sığınmalı, bu acıları paylaşarak bir daha yaşanmaması için somut tedbirler almalıyız. Vicdanın, merhametin ve şefkatin rehberliğinde, cinayet, vahşet ve istismar gibi insani değerleri yok sayan her türlü eyleme ve zihniyete karşı tek bir bilinçle mücadele etmeliyiz. Önce kendimizi, sonra en yakınımızdakileri bilinçlendirerek mahallemize, sokağımıza, okullarımıza ve toplumumuza sahip çıkmalıyız.’’ diyerek konuşmasını bitirdi.
Yürüyüş sırasında gözyaşlarına hakim olamayan öğrenciler basın açıklamasının ardından katledilen kadın ve çocuklar için dua etti.
Haber: İremnur Aydemir, Tuğçe Karafakıoğlu
Fotoğraf: Tuğçe Karafakıoğlu