Eğitim Fakültesi’nde “Güçlü Kadınlar Güçlü Gelecek” Söyleşisi
Kastamonu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilimler Topluluğu koordinatörlüğünde “Güçlü Kadınlar Güçlü Gelecek” söyleşisi gerçekleştirildi.

Kastamonu Üniversitesi Ahmet Yesevi Konferans Salonu’nda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında Güçlü Kadınlar Güçlü Gelecek Söyleşisi düzenlendi. Söyleşiye Dr. Yeşim Akın Yalçın, Dr. Fatma Arıcı Şahin, Doç.Dr. Ezgi Mor, Avukat Eda Büyükdemirci konuşmacı olarak katıldı.
Etkinlik bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından başladı.
Dr. Yeşim Akın Yalçın, konuşmasına toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden, kadınların hem iş hem genel hayatta yaşadığı ayrımcılıklardan bahsederek başladı. Sonrasında ise meslekten ayrılmak zorunda kalan kadınların durumunu ifade etmek için kullanılan “sızdıran boru” kavramını açıkladı.
Dr. Yalçın, hane içinde kadınların yaptığı iş yükünün maddi ve manevi karşılığı olmamasını ifade eden “görünmeyen emek” kavramından da bahsetti. Görünmeyen emek, kavramına karşı olarak İzlandalı kadınların 1975’de ortaya çıkardığı “Kadınlar Durursa Dünya Durur” sloganını aktaran Dr. Yalçın, James Oppenheim’in Ekmek ve Gül şiirinin bir kısmını okuyup konuşmasını sonlandırdı.
İkinci konuşmacı olan Dr. Fatma Arıcı Şahin, konuşmasına ataerki kavramını en iyi tanımladığını düşündüğü yazar Bell Hooks’tan bahsederek başladı. Bell Hooks’a göre ataerkinin, erkeklerin kalıtsal olarak hükmeden olduklarını; zayıf olarak algılanan her şeyden ve herkesten, özellikle de kadınlardan üstün olduklarını; onları yönetme ve bu hakimiyeti çeşitli biçimlerdeki şiddet yoluyla sürdürme hakkını erkeklere bahşedilmiş olduğunu iddia eden politik toplumsal bir sistem olduğunu aktardı.
Şahin; toplumsal baskıdan dolayı kişinin gerçek benliğini ortaya koyamaması durumundan söz etti. Kişinin kendisinin ve başkasının tinsel gelişimini beslemek amacıyla benliğini genişletme iradesi anlamına gelen “sevgi etiği” kavramını örneklerle açıkladı. Güçlü geleceğin eşit ilişkiler ile mümkün olabileceğini vurgulayarak sözlerini bitirdi.

“Birbirimize yurt olmayı, birbirimizin elinden sıkı sıkı tutmayı bırakmayalım”
Üçüncü konuşmacı Avukat Eda Büyükdemirci kendinden ve siyasi arenadaki konumundan bahsederek konuşmasına başladı. Meclisteki kadın katılım oranlarının son yıllarda artış gösterdiğini ve kadınların siyasi arenada daha fazla rol üstlenmesi gerektiğine değinen Büyükdemirci, toplumsal cinsiyet rollerinin aynı zamanda aile içerisinde de bazı rolleri kadına yüklediğinden bahsetti. Erkeklerin aileleri varken cesaretle siyasete devam edebilmesi fakat kadınların bu imkana sahip olamamasından söz etti.
Son olarak da “Birbirimize yurt olmayı, birbirimizin elinden sıkı sıkı tutmayı bırakmayalım.Bence bu kurguların, geleneksel rollerinde üstesinden gelmemizi sağlayacak şey kız kardeşlik ve kadın dayanışmasıdır.” ifadeleri ile konuşmasını sonlandırdı.
“Kadınlar dursaydı dünyada duracak bir çok icat ve yöntem vardı”
Dördüncü ve son konuşmacı olarak Doç.Dr. Ezgi Mor, bilim dünyasında kadın olmaktan bahsederek konuşmasına başladı. Dünya’nın her yerinde olduğu gibi bilim dünyasında da kadınların çok uzun zamandır varlık gösterdiğine değindi.
Doç. Dr. Mor, “Kadınlar dursaydı dünyada duracak bir çok icat ve yöntem vardı.” diye sözlerine devam etti.Örnek olarak Marie Curie’den bahsetti.Marie Curie’nin , radyoaktif alanında iki ayrı Nobel ödülü aldığını ancak onun başarılarının uzun süre baskılandığını ve cinsiyet kalıpları nedeni ile zorluklar yaşadığından söz etti.
Ardından Doç. Dr. Mor, Atatürk sayesinde gelen devrimlerde kadınların toplumsal hayata, eğitim hayatına katılmasının hızlandığından ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kadınların desteklendiğinden bahsetti.Buna örnek olarak, Prof.Dr. Remziye Hisar’ın Türkiye’nin ilk kadın kimyageri olarak Fransa’da doktorasını tamamladığından bahsetti.
Doç. Dr. Mor, kadınların akademide güncel oranlarının %46 olduğunu ancak STEM (Fen,teknoloji,mühendislik ve matematik) alanında %10 kadar mevcut olduğunu aktardı. Daha sonra UNESCO verilerine göre kadın araştırmacılarının %33 oranında, gelişmekte olan ülkelerde ise bu sayının daha da az olduğunu söyledi.Bunun sebebinin ise toplumsal cinsiyet kalıpları , eğitimde fırsat eşitsizlikleri ve iş hayatındaki engeller gibi faktörlerden kaynaklı olduğunu ifade etti. Son olarak da “8 Mart Dünya Kadınlar gününde, her alanda emek veren tüm kadınları saygı ile anıyoruz ve başarılarının devamını diliyoruz.” dedi.
Konuşmacıların izleyicileri bilgilendirmesi sonucunda, program soru-cevap şeklinde ilerledi.İzleyicilerin” Toplumsal cinsiyet eşitliğinin eğitim alanındaki önemi nedir?”, “Doğu Bölgesindeki bir çok kız çocuğu okula gidemiyor onlara bu fırsat eşitliği nasıl sağlanacak?”, “Kadın cinayetlerinin üstesinden toplumsal olarak nasıl gelebiliriz?”, “Toplum tarafından güçsüz lanse edilen kadınlara ithafen ‘kadın gibi’ terimi hakkında neler düşünüyorsunuz?” gibi soruları yanıtlandı.
“Güçlü Kadınlar Güçlü Gelecek” programının sonunda Doç.Dr Emine Karasu Avcı konuşmacılara Teşekkür Belgesi takdim etti. Toplu fotoğraf çekimi ile program sonlandırıldı.
Haber/ Fotoğraf: Emine Sağlık, Meryem Arıkan