Kastamonu Üniversitesi’nde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü Paneli

Kastamonu Üniversitesi’nde ‘’25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü: Şiddeti Bitir Dünyayı Değiştir’’ konulu panel düzenlendi.

Kastamonu Üniversitesi’nde Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü Paneli
05.12.2023
375
A+
A-

Kastamonu Üniversitesi Bilgehan Bilgili Merkez Kütüphanesi’nde, Kastamonu Üniversitesi Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından ‘’25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü: Şiddeti Bitir, Dünyayı Değiştir’’ konulu panel gerçekleştirildi.  Cemil Meriç Konferans Salonu’nda düzenlenen panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.

Başkanlığını, Kastamonu Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Pattabanoğlu’nun yaptığı panelde Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Şahika Şimşek Çetinkaya ‘’ Şiddet Türleri ve Şiddete Tanıklıkta Yapılması Gerekenler’’, Kastamonu Barosu Av. Seda Çetin ‘’Şiddet Bilinci Eğitimi’’, Kastamonu Barosu Av. Eda Büyükdemirci ‘’6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun Uygulanması’’ konularıyla konuşmacı olarak katıldı. Kadın ve Aile Araştırmaları Müdürü Dr. Öğr.Üyesi Çiğdem Gülmez açılış konuşmasını yaptı.

’Şiddet bir seçenek değil suçtur.’’

Dr.Öğr. Üyesi Çiğdem Gülmez, kadına yönelik şiddete karşı birlikte durma amacıyla bir araya gelindiğini kadına şiddetin insan haklarına ve cinsiyet eşitliğe bir tehdit olduğunu vurguladı. Dr. Gülmez, her gün milyonlarca kadının fiziksel, duygusal, cinsel ve ekonomik şiddetle karşı karşıya geldiğini söyledi. Bunun sadece bireysel bir sorun değil toplumsal bir sorun olduğunun altını çizen Dr. Gülmez, bu soruna karşı ortak bir duruş sergilemek toplumu daha adil, güvenilir hale getirmenin herkesin görevi olduğundan söz etti. Dr. Gülmez, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün tarihçesi hakkında şu bilgileri verdi: ‘’25 Kasım, Dominik Cumhuriyeti’nde, Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Clandestina Hareketi’nin öncülerinden olan Patria, Minerva ve Maria Mirabel kardeşlerin sistem tarafından katledildiği tarihtir. 1960 yılının 25 Kasımında, Dominik Cumhuriyeti’nin kuzey bölgesinde, bir uçurumun dibinde üç kadının cesedi bulunur. Bunlar Mirabel kardeşlerdir. Ertesi sabah gazetelerde bu ölümlerin bir kaza sonucu meydana geldiğini anlatan haberler çıkar. Ama gerçek göründüğü gibi değildir. Mirabel kardeşler, ülkelerinde siyasal özgürlük için kararlılıkla mücadele ederek Latin Amerika’daki Diktatör Rafael Leonidas Trujillo’ya meydan okur. Bu yüzden diktatörlük tarafından zulme uğrayarak pek çok kez hapsedilir ve en son olarak da 25 Kasım 1960 tarihinde arabalarından zorla indirilerek işkenceyle katledilirler. Önce 1981’de Dominik’te toplanan Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda  25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü” olarak kabul edilir.’’

Bilinç oluşturmanın değişimi başlatmanın ilk adımı olduğunu söyleyen Dr. Gülmez, okullarda, üniversitelerde ve iş yerlerinde cinsel taciz ve şiddetle ilgili eğitimler düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. Dr. Gülmez, ‘’Şiddet bir seçenek değil suçtur.’’ diyerek sözlerini bitirdi.

Prof. Dr. Fatma Pattabanoğlu, panelde toplumun büyük yarası olan şiddet konusunun ele alınacağından, şiddetin tek başına ele alındığında başlı başına çok büyük bir problem olduğunu, hukuki ve psikolojik bağlamdaki etkilerinin ortaya koyulacağından söz etti.

“Şiddet bir kısır döngüdür’’

Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Şahika Şimşek Çetinkaya, şiddetin evrensel bir konu olduğunu, geçmişten beri var olan ve var olmaya devam edecek bir kavram olduğunu söyledi. Dr. Çetinkaya, kültürlerarası şiddeti anlamlandırmaya bakıldığında şiddete verilen isimlerin farklı olabildiğinden söz etti .İspanya’da boğaların öldürülmesi şiddet olarak isimlendirirken buna spor diye olumlama yapan bir kesimin olduğundan bahseden Çetinkaya, Türkiye’ de ise genellikle şiddetin kadınlara, çocuklara, yaşlılara olduğu ve kadının kadın olduğu için fiziksel olarak, psikolojik olarak şiddete maruz kaldıklarını söyledi. Dr. Çetinkaya, ‘’Şiddet bir kısır döngüdür’’ dedi, fiziksel şiddetin yanı sıra psikolojik şiddet ile alakalı iş yerinde mobbing uygulamalarının olduğunu da vurguladı. Şiddetin mahrem olduğunu düşünen kadınların hiçbir yere başvurmadığını, çok azının polis, jandarma, aile mahkemesine başvurduğunu söyleyen Dr. Çetinkaya, şiddete tanık olunduğunda ya da maruz kalındığında 112, 183, 156 hatlara ihbar edilmesini gerektiğini bunun bir vatandaşlık görevi olduğunu hatırlatarak sözlerini bitirdi.

“Kadın, sırf kadın olduğu için saldırıya uğruyor.”

Kastamonu Barosu Avukatı Seda Çetin, kadınların toplumsal cinsiyet rolü hakkında bilgi verdi. Çetin, konuşmasında “Erkekler kadınlardan üstün gösteriliyor, erkekler çocukluktan itibaren aslansın diye sevilirken kadınlar prensessin diye seviliyor.” dedi. Çetin, “Kadın, sırf kadın olduğu için saldırıya uğruyor. Kadınlar erkekler tarafından farklı şiddet türlerine maruz kalıyor.” diyerek şiddet türlerini tek tek açıkladı. Çetin, “Aile içi şiddete tanık olduğunuzda aile içi şiddet ile ilgili konuşmaktan çekinmeyin. Destekleyici olun sabırla ve yargılamadan dinleyin. Suçluya değil şiddete maruz bırakılan kişiye odaklanın.” dedi. Şiddetin normal bir davranış biçimi olmadığını ve şiddete maruz bırakılan kişiye sahip çıkılması gerektiğini de ekledi. Çetin, panelin sonunda  kadına şiddet ile alakalı doğru ve yanlış soruları üzerinden interaktif etkinlik gerçekleştirdi.

Panelin son kısmında Kastamonu Barosu Avukat Eda Büyükdemirci ‘’6284 sayılı kanun uygulaması’’ konusunda konuşma yaptı. Büyükdemirci, 6284 sayılı kanun içeriğini anlatırken “Şiddete uğrayan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirler içerisinde yer alır. Erkekler veya tanımadığınız kişiler size şiddet uygular ise kadının beyanın esas alınıp o kişiye uzaklaştırma kararı çıkartılabilir.” dedi. Mağdurla birlikte mağdurun en yakınları olarak çocuğu, annesi, kardeşinin de korunma talebi alabildiğinin altını çizen Büyükdemirci, son alarak yapılan araştırmalarda 2022 yılında 398 kadının öldürüldüğünü ve 30 Kasım 2023 tarihine kadar ise 357 kadının öldürüldüğünü söyledi.

Panel, katılım belgelerinin ve çiçek takdimi ile sona erdi.

Haber/ Fotoğraf: Tuğçe KARAFAKIOĞLU

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.