Kastamonu’da “Kurtuluş Savaşı’nda Kadınlarımız ve Şerife Bacı” Programı

Kastamonu Hüma Hatun Konağı’nda 10 Aralık 1919 İlk Türk Kadını Mitingi’nin 105. Yıl Dönümü’nde “Kurtuluş Savaşında Kadınlarımız ve Şerife Bacı” programı gerçekleştirildi.

Kastamonu’da “Kurtuluş Savaşı’nda Kadınlarımız ve Şerife Bacı” Programı
21.12.2024
301
A+
A-

Kastamonu Valiliği, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Kastamonu Belediyesi, Kastamonu Üniversitesi, organizasyonuyla 10 Aralık İlk Türk Kadın Mitinginin 105’nci Yıl Dönümü’nde “Kurtuluş Savaşı’nda Kadınlarımız ve Şerife Bacı” konulu program gerçekleştirildi.

Programın ilk gününde Kastamonu Hüma Hatun Konağı’nda “Kurtuluş Savaşı’nda Kadınlarımız ve Şerife Bacı” adlı program ile Eğitimci-Yazar Mehmet Saim Sayan kahraman Türk kadınının İstiklal Savaşı’ndaki katkısını ve Şehit Şerife Bacı’nın önemini anlattı. Programa, Kastamonu 10 Aralık Kadın Platformu Dernek Üyeleri, Eski Kastamonu Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Fikri Yazar katıldı.

Programda konuşmacı olan Mehmet Saim Sayan, yapılan kahramanlıkların yazıya dökülmediği için günümüze iki kaynak ulaştığını aktardı. Sayan, bu kaynakların birincisinin Hüsnü Açıksöz’ün yazmış olduğu “İstiklal Harbinde Kastamonu” ikincisinin ise Gazi Nurettin Peker’in “İstiklal Savaşı’nda İnebolu, Kastamonu ve Havalisi” adlı bir kitabın olduğunu söyledi.

Gazi Nurettin Peker’in Kastamonu Devrekanili olduğunu Çanakkale Savaşı ve İstiklal Savaşı’na katıldığını savaş sonrasında Kaymakamlıklarda görev aldığını, o devrin özelliklerini ve yaşananları bildiğini bu sayede o kitabı yazabildiğini söyleyen Sayan, “İstiklal Savaşı’nda İnebolu, Kastamonu ve Havalisi” adlı kitap Kastamonu tarihinde çok önemli yere sahiptir.  Fakat bu kitap piyasada yoktu. 1955 yılında basılmış ve nüshası kalmamıştır. Kütüphanede bir tane kitap bulunuyor onu da kaybolmasın diye kimseye vermiyorlardı. Ondan dolayı bu kitabın basılması için çok büyük bir mücadele verdik, Kastamonu’nun 2018 Türk Dünyası Kültür Başkenti olması kapsamında valilik on tane prestij eser bastı, bu kitabı da onların arasında bastırabilmeyi başardık. Şu anda üniversitede çalışma yapan arkadaşlar bu kitaptan faydalanabiliyorlar.” dedi.

Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından başlayan işgallere karşı Anadolu direniş mücadelesinin başladığını belirten Yazar Mehmet Sayan, “15 Mayıs’ta Miralay Osman Bey’in önderliğinde Kuvayı Milliye ile bağlantı kurulmuş ve Kastamonu’da Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur ve bu cemiyet orduyla iş birliği içerisinde çoraplar, çamaşır ve kazaklar hazırlanarak orduya gönderiliyor. Erkeklerin mücadelesine paralel olarak da Kadınlar Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurulmuştur. Bu cemiyetin üyeleri arasında Kastamonu Havalisi Kumandanı Osman Bey’in eşi, Şemsizade Ziyaeddin Efendinin eşi, İzberizade Hafız Selma Hanım gibi isimler yer almıştır. Bu hanımlar da erkeklerle beraber yardım toplama faaliyetleri, müsamereler, sergiler ile orduya destek verme çabasına girmişlerdi. Hatta bir dikiş makinesi ile çamaşırlar dikerek orduya askerlerimize göndermişlerdir.”  ifadelerini kullandı.

Yazar Sayan, 10 Aralık İlk Türk Kadın Mitingi’nin İzmir, Maraş, Antep ve Urfa’nın işgaline protesto etmek amacıyla yapıldığını, bu söz konusu kadın miting ile İngiltere, İtalya kraliçeleri ile Amerika ve Fransa Cumhurbaşkanlarının eşlerine telgraf çekilerek adalet ve hak talep edildiğini, Tertip Komutası Başkanı Zekiye Hanım, “Hak’tan adaletten bahseden Avrupa sesimizi duyup bu adaletsizliğe son versin yoksa biz de erkeklerimizle beraber aynı safta savaşır gerekirse bu uğurda ölürüz.” diyerek kararlılıklarını dile getirdiklerini vurguladı.

Bu mitingde konuşmalar yapan kadınların sesini Avrupa’nın duymadığını aktaran Sayan, Türk kadınlarının kağnılarının başında büyük bir direnişi başlattıklarını, kar kış demeden bu topraklarda hür olarak gelecek nesillerin yaşaması için büyük bir destan yazdıklarını, üç binden fazla kadının mitinge katıldığını Tertip Heyeti Başkanı Zekiye Hanım ve diğer kadınların simge isimler olduğunu söyledi.

19 Ekim 1920 ve 24 Aralık 1920 tarihinde Kastamonu’ya Mehmet Akif’in gelip Kastamonu’da kaldığını Sebîlürreşâd dergisinin 464, 465 ve 466. sayılarının Kastamonu Vilayet Matbaası’nda basılarak ve çoğaltılarak bütün ülke çapına iletildiğini aktaran Sayan, özellikle askerlerin kuvvetli bir şekilde savaşması için dergide yazılan yazıların bir ilham kaynağı olduğunu, Mehmet Akif’in Açıksöz’ü çok sevdiğini, Açıksöz İdarehanesi’ne gidip Kastamonulu aydınlarla orada toplantılar yaptığını ve onların bilinçlenmesine katkı sağladığını, İstiklal Marşı’nın taslaklarını önce 17 Şubat 1921’de Sebîlürreşâd’ta dört gün sonra da 21 Şubat 1921’de Açıksöz Gazetesi’nde yayımladığını, Mehmet Akif’in o dönemlerde ileri Batı dünyasının emperyalist olduğunu İslam dünyasının birlik ve beraberlik içinde olmayışını eleştirdiğini ifade etti.

Kadınların İstiklal Savaşı’nda yazdığı destanlardan birinin “İstiklal Yolu” hattından cephane taşıması olduğuna değinen Sayan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Atatürk’ün ‘Gözüm cephede, kulağım İnebolu’da’ sözü, bu hattın önemini vurgular. Limanı olmayan İnebolu’da cephaneler kayıklarla kıyıya taşınmış, oradan kağnılarla cepheye ulaştırılmıştır. Bu süreçte kadınlarımız olağanüstü fedakârlıklar göstermiştir. Rahime Kaptan’ın hikayesini edebiyatımıza katan Rıfat Ilgaz, kitabında Halime Kaptan olarak bahseder ve Halime Çavuş gibi kahramanlarımız, bu destanın unutulmaz isimleridir. Rahime Kaptan, babasının ölümünden sonra onun kayığını kullanarak savaş sırasında cephane taşımıştır. Halime Çavuş ise asker kıyafetiyle görev yapmış, İnebolu bombardımanı sırasında yaralanmış ve İstiklal Madalyası ile onurlandırılmıştır. Her iki kahraman da fedakârlıklarıyla tarihe altın harflerle yazılmıştır. Bu kahramanlarımızı saygıyla anıyor ve bizlere miras bıraktıkları bağımsızlık ruhunu yaşatmamız gerektiğine inanıyorum.”

İstiklal Savaşı’nda önemli rol oynayan bir diğer kahraman Türk kadının ise Hatice Hanım’ın olduğunu dile getiren Sayan, Memur Ziya Bey’in kızı olan Hatice Hanım’ın Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin düzenlediği yardım kampanyası için evlenirken giyeceği gelinliğini satarak cepheye gidecek yardım parası olarak verdiğini aktardı. Ayrıca; Yazdığı Şerife Bacı kitabında Türk kadınlarının İstiklal Savaşı’ndaki kahramanlıklarını hikayeleştirerek bugünün nesliyle geçmiş nesli arasında köprü kurmayı amaçladığını ifade etti.

Kastamonu’da bir diğer öne çıkan ismin ise Latife Hanım olduğundan söz eden Sayan, Latife Hanım’ın Sakarya Savaşı sırasında Tosya’da askerlik şubesine giderek “Erkekler cephede savaşıyor ben de erkekler gibi cephede savaşmak istiyorum.” diye dilekçe verdiğini, Ankara’daki Hakimiyeti Milliye Gazetesi’nin bu dilekçeyi haberleştirdiğini, o dönemde bir kadının cepheye gidip savaşmak istemesinin kamuoyuna ses getirmesi sağlandığını vurguladı.

Programın sonunda; 10 Aralık Kadın Platformu Dernek Başkanı Ayten Kızıltan, Eğitimci Yazar Mehmet Saim Sayan’a katılım belgesi ve hediye takdim etti.

Haber/Fotoğraf: Ece Sinan

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.