Prof. Dr. Ömer Küçük, “Ben De Sizin Gibi Bir Öğrenciydim” Programına Konuk Oldu
Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi’nin ortak projesi olan Akademik Kariyer Yolculuğumda “Ben De Sizin Gibi Bir Öğrenciydim”in ilk oturumuna Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük konuk oldu.
Kastamonu Üniversitesi, Merkez Kütüphanesi, Sezai Karakoç Salonu’nda Akademik Kariyer Yolculuğumda “Ben De Sizin Gibi Bir Öğrenciydim” etkinliği düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi’nin ortak projesinin ilk konuğu olan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Küçük, Dr. Öğr. Üyesi Dilber Usul’ un sorularını yanıtladı.
Dr. Usul, ilk olarak Prof. Dr. Ömer Küçük’ün çocukluk yıllarına dair sorular sordu.
Trabzon’un Akçaabat ilçesi Helvacı köyünde, eski ahşap beton karışımı bir evde, 1974 yılında dünyaya geldiğini ifade eden Prof. Dr. Küçük, nüfus kağıdının ilkokula kayıt olurken çıkarıldığını, üç erkek kardeşin en büyüğüyü olduğunu, son kardeşimden bir önceki kardeşinin 1 yaşına varmadan hastalıktan dolayı vefat ettiğini aktardı. Babaannesi, dedesi, halaları ve amcalarıyla geniş ve kalabalık bir ailede büyüdüğünü ifade eden Prof. Dr. Küçük, “Ramazan Bayramı’nda yer sofraları kurulurdu, yere oturup o şekilde yemek yerdik. Dokuz yıl sonra köy şartlarında başka eve geçtik” dedi. Ayrı eve geçtiklerinde, köy ortamında elinden geldiğince annesine yardım ettiğini aktaran Prof. Dr. Küçük, “Annem çok sakin bir kadındı. Bize kızdığına hiç şahit olmadım, torunlarına da. Babam çok otoriter bir insandı. Annem hep motivasyon kaynaklı, destekleyiciydi ama kendi dünyasındaki sıkıntısını, derdini yansıtmayan bir kadındı ve böyle bir profildeki bir anneyi üzmemeye çalıştık.” şeklinde konuştu. Babası hakkındaki soruya da cevap veren Prof. Dr. Küçük, babasının ilkokul mezunu olduğunu, çocuklarının okumasını çok istediğini vurguladı. “Babam benim rol modellerimden birisidir.” diyen Prof. Dr. Küçük, “Bizim köyde okuyan iki-üç kişiden birisi bendim. Bayrama veya izne gittiğimde babamdaki o gururu görebiliyordum.” diye sözlerini sürdürdü.
Eğitim hayatıyla ilgili sorulara da cevap veren Prof. Dr. Ömer Küçük, ilkokulu köyde, siyah önlüklerle, birleştirilmiş sınıflarda okuduğunu anlattı. İlkokulu birincilikle bitirdiğini söyleyen Prof. Dr. Küçük, “Kitap kaplama olayını çimento kağıdının içinde kalan temiz kısmıyla kaplardık. İlkokul öğretmenimle hâlâ görüşürüm.” diye sözlerine devam etti. Ortaokulu okumak için ilçeye gittiğini aktaran Prof. Dr. Küçük, liseyi Trabzon Lisesi’nde altmış kişilik sınıflarda okuduğunu söyledi.
Üniversitede hayalinin inşaat mühendisliği okumak olduğunu anlatan Prof. Dr. Küçük, ilk yıl kazanamadığını, ikinci yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü’nü kazandığını ifade etti. Üniversite hayatının çok hareketli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Küçük, “Hiç alttan dersim olmadı. Fakültenin futbol takımında oynadım, santrafor olarak… Birinci sınıfta futbol takımında olan tek kişiydim hem de üniversitenin halk oyunlarında oynuyordum.” şeklinde sözlerine devam etti. Üniversitedeki hayalini birinci sınıfta belirlediğini ve bu hayalinin üniversitede hoca olmak olduğunu vurguladı.
Dr. Usul, bu hayali kurmasındaki etkenleri sorması üzerine Prof. Dr. Küçük, üniversitede kendi hayatına dokunan ve iz bırakan asistan hocalarının tavırları, hareketleri ve öğrencilerle olan irtibatlarından etkilendiğini söyledi. Asistan olarak göreve başlamadan önce pedagojik formasyonu olduğu için bir müddet Rize Çayeli Seslidere Köyü’nde öğretmenlik yaptığını da aktardı.
1996 yılının Temmuz ayında lisanstan mezun olduğunu anlatan Prof. Dr. Ömer Küçük, mezun olduktan sonra yüksek lisansı Eylül ayında Trabzon’da kazandığını, bir yıl İngilizce hazırlık okuduğunu aktardı. Tez aşamasındayken 1998 yılında asistanlığa atandığını söyledi.
2005 yılının Temmuz ayında Amasya’da kısa dönem askerlik yaptığını söyleyen Prof. Dr. Küçük, askerliğin insanlara sabretmeyi öğrettiğini ve insanın sahip olduğu nimetleri fark etmeyi sağladığını belirtti.
“Hayatta geriye döndüğünüzde en çok pişman olduğunuz ve en çok kendinizle gurur duyduğunuz şey nedir?” sorusuna ise hafızlık yapmak istediğini, yapamadığı için bu konunun içinde kalan bir ukde olduğu yanıtını veren Prof. Dr. Küçük, “Annemle, babamla, evlatlarımla, eşimle gurur duyuyorum. Böyle bir ailemin olması benim için bir gurur kaynağıdır.” dedi.
Prof. Dr. Küçük, “Öğrencilerimize motivasyon olarak ne tavsiye edersiniz?” sorusunu ise şu şekilde yanıtladı: “Kendinize güvenin, yılmayın, pes etmeyin, hedefsiz olmayın. Bu yaşadığımız coğrafyada bu ülkenin bir vatandaşı olmak en büyük motivasyon kaynaklarımızdan bir tanesidir.”
Yapılan çekiliş ve fotoğraf çekimiyle program sona erdi.
Haber:Satı Nur Koç , Ayşe Avcı
Fotoğraf: Satı Nur Koç